Gerçeküstü Gerçeklik


Son dönemde iktidar kanadında birçok açıklama tarihin tozlu sayfalarıyla ve gerçekle uyuşmuyor. Her ne kadar karşılarındaki insanlar bu açıklamalar yapılırken onları çılgınca alkışlasalar da ekran karşısındaki milyonlar bu uyuşmazlıkları hayretle takip ediyor. İlk başlarda “basit bir dil sürçmesi” ya da “yanlış bilgilendirme” olarak görülen gerçeküstü gerçeklerle alakalı artık sosyolojik ve/veya psikolojik analizler yapılıyor. Peki bu açıklamalar nelerdi? 

28 Nisan 2018: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İzmir mitinginde kendi dönemlerinde Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptıklarını söyledi. Ancak havalimanı AKP döneminden 15 yıl önce, 1987’de açılmıştı. 

27 Mayıs 2018: Cumhurbaşkanı Erdoğan Isparta’daki mitinginde “Üniversiteyi Isparta’da kim kurdu? Biz kurduk” dedi. Ancak Isparta’daki Süleyman Demirel Üniversitesi 1992 yılında Süleyman Demirel tarafından kurulmuştu. 

1 Haziran 2018: Erdoğan, Adıyaman’daki mitinginde Adıyaman’daki havalimanını kendilerinin yaptığını söyledi. Fakat, havalimanı AKP iktidarından 4 yıl önce 1998’de hizmete girmişti. 

7 Haziran 2018: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarsus’taki temel atma töreninde CHP’yi hedef alarak, köprülerin satışını komünistlerin istediğini ancak Turgut Özal’ın buna karşı çıktığını belirtti. Halbuki, bu durumun tam tersi olarak 1983 seçimleri sırasında televizyondaki bir tartışmada Özal Boğaz Köprüsü’nü satmayı vadederken Halkçı Parti lideri Necdet Calp, “Satamazsınız beyefendi, sattırmayız!” çıkışında bulunarak dikkatleri üzerine çekmiş ve seçimlerden yüzde 30 oy olarak çıkmıştı. 

8 Haziran 2018: Beştepe’de düzenlenen Muhtarlar Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan tek partili dönemi eleştirerek, “Tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okudum.Ben 75 öğrencili sınıflarda okuduğum zaman, tek partili dönemdi, yani CHP’nin iktidarda olduğu dönemdi” iddiasında bulundu. Ancak Türkiye, 1946 yılında  çok partili hayata geçerken Erdoğan 1954 yılında dünyaya gelmişti. Ayrıca 75 kişilik sınıf iddiası da kendisiyle aynı sınıfta olan bir sendikacı tarafından sosyal medyada fotoğraflarla yalanlandı. 

11 Haziran 2018: Ana muhalefet partisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Kütahya’da yaptığı mitingde sahip olduğumuz bordan ısıya dayanıklı cam yapılması gerektiğine dair açıklamasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Pendik’teki esnaf ziyaretinde yanıt verdi: "Geçen gün gördük, ana muhalefetin adayı. Adam diyor ki 'biz bordan cam üreteceğiz'. Yahu günaydın. Borcamı üretip, evlerde kullanalı 10 yıllar oldu, biz çoktan ürettik çoktan.” 

(Borcam: Isıya dayanıklı fırın kabı ve benzeri pres ürünlere verilen marka adı.)

11 Haziran 2018: Almanya’nın yüksek tirajlı dergilerinden Der Spiegel kapağında Türkiye, Rusya, Çin ve Amerika’nın başkanlarına yer verdi. Kapakta bu 4 liderin altında ise “Otokratların devrinde yaşayan insanlar” cümlesi yer aldı. Kapakla ilgili Kocaeli mitinginde konuşan Erdoğan durumu oldukça farklı yorumladı: “Almanların bir dergisi var, kapağa 4 resim koymuş bir tanesi de benim. 'Dünyayı şekillendiren liderler' demiş. Elhamdülillah. Bu milletin evladı olarak bu hizmeti son nefesimize kadar devam ettireceğiz.”

Peki bu bariz yanlışlar, yanlış bilgilendirmelerden mi ibaret yoksa insanların gerçeküstü bir duruma inanmasını sağlamaya çalışma amaçlı bir strateji mi? 

Mitinglerde sorgusuz sualsiz elleri patlarcasına alkış tutan insanlar, ekran başında veya sosyal medyada hayret içinde duruma anlam veremeyenler ve tarih sayfalarında yer alan, üstü karalanıp yerine yenisi aksettirilen gerçekler. 

Durumu belki de en iyi Cem Yılmaz’ın ünlü G.O.R.A filmindeki repliğiyle özetleyebiliriz: 

“Uzaydayız, herkesin kafası karışık.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Strateji mi yoksa basiretsizlik mi?

"Millet İttifakı"

Avantajları, dezavantajlarıyla Meral Akşener