Strateji mi yoksa basiretsizlik mi?


Erken seçim kararı alındıktan sonra muhalefet tarafında flu gibi gözüken tablo, Abdullah Gül’ün beklediği konsensus oluşmadığı için aday olmayacağını açıklamasıyla netleşmeye başladı. Gül’ün çatı aday formülüne en baştan karşı çıkan Meral Akşener, şaşılmayacağı üzere İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı oldu. HDP’de Selahattin Demirtaş ismi öne çıkmış durumda. Saadet Partisi’nde ise Gül’ün açıklaması sonrası ibre genel başkan Temel Karamollaoğlu’na döndü. Peki, meclisteki (CHP dışında) tüm partilerin adayları neredeyse kesinleşmişken ana muhalefet partisinin bu zamana kadar adayını açıklamaması ne ile açıklanabilir. Bu gerçekten bir strateji mi yoksa somut bir plansızlık göstergesi mi? 

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda başından itibaren en gizemli parti CHP’ydi. 10 günlük süreçte parti içerisinde neler olduğuna bakacak olursak:


- Parti içinde Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiği savunuldu.
- Bazı milletvekilleri genel başkanın aday olmaması durumunda adaylığa talip olduklarını açıkladı.
- Kılıçdaroğlu aday olmayacağını dile getirdi. Muharrem İnce, Özgür Özel, Yılmaz Büyükerşen gibi i   isimler ön plana çıktı.
- Abdullah Gül’ün çatı aday olacağı iddia edildi. 
- Seçmenlerden ve part içinden gelen tepkilerle bu iddia net bir şekilde yalanlandı. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylarının CHP kültüründen gelen, kavgacı olmayan ve ekonomiden anlayan biri olacağını dile getirdi.
- Son olarak  CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, cumhurbaşkanını “en çıldırtacak zamanda, en çıldırtacak adayı” açıklayacaklarını söyledi. 

Tüm bunlar ne anlama geliyor? 

CHP, bu süreci “esas” adayını yıpratmamak adına, hedef şaşırtarak oyalama taktiğiyle mi yürütüyor yoksa tüm bunlar halen doğru adayı bulmak adına istişare yapıldığının ve açık bir şekilde plansızlığın mı göstergesi?

Kendi adıma, sürecin başlarında CHP’nin adayının belli olduğunu ve o ismin planlı bir “ambalajlama” ile korunduğunu düşünenlerdendim. Fakat adaylık ilanının son ana kadar sarkması ve her kafadan farklı sesler çıkması, durumu hem CHP hem de CHP seçmenleri açısından zorlaştırıyor ve gitgide partinin halen net bir planının olmadığı görüşü güçleniyor. 

Adayın bu kadar geç açıklanmasının bir başka olumsuz yönü ise seçmen nezdinde beklentiyi fazla arttırmak olacaktır. Toplum tarafından en olumlu karşılanacak cumhurbaşkanı adayı bile partinin “gizemli” halleri sebebiyle az veya çok hayal kırıklığı yaratabilir. 

Özgür Özel’in “çıldırtan aday, çıldırtacak zamanda” açıklaması cumhurbaşkanına yönelik bir söz olmasına rağmen zaman ilerledikçe CHP seçmenini çıldırtmaya başlıyor. Ve artık gelinen noktada önümüzdeki hafta açıklanacak olan CHP adayının, partinin izlediği yol sebebiyle tüm bu birikmiş merakları gideren biri olması gerekiyor. Belki de o zaman, başlıktaki soruya daha net cevap verebiliriz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Millet İttifakı"

Avantajları, dezavantajlarıyla Meral Akşener