Nakavt
İstanbul'da yaşıyorsunuz.
Hemşiresiniz. Yani, her gün insanların daha iyi ve sağlıklı olması için
koşturuyorsunuz. Bir gün, hastaneden çıkıp eve gitmek için otobüse bindiğinizde
birinin şort giydiniz diye "şort giyenler ölmeli" tarzında tehditkar
sözlerine maruz kalıyorsunuz. Üstelik bu psikopat ruhlu zat, bununla da
yetinmeyip otobüs demirlerinden destek alıp suratınıza tekme atıyor. Siz daha
ne olduğunu fark edemeden tekmenin etkisiyle bayılıyorsunuz. Rezalet bununla da
sınırlı kalmıyor, aynı otobüse bindiğiniz insanlardan kimse size yardım
etmiyor. Üstelik otobüs şoförü de sizi bir noktada bırakıyor. Hastaneye
kaldırıldıktan sonra tekme atan saldırgandan şikayetçi oluyorsunuz. Kamera
kayıtlarıyla kişi saptanıyor, olay medyaya da yansıyor ve saldırgan gözaltına
alınıyor. Binlerce destek mesajları alırken bir yandan da "hak etmiş, o da
şort giymeseymiş" şeklinde yorumlar görüyor, bunlara inanamıyorsunuz.
Üstüne üstlük (sonradan toplumun da tepkisiyle tutuklansa da) bu zat serbest
bırakılıyor ve kendinden geriye iki polis arasında sırıtırkenki pozu kalıyor.
Sanki sizinle dalga geçer gibi...
Yer yine İstanbul.Metrobüs şoförüsünüz. Her gün
yüzlerce insan inip biniyor kullandığınız araca. İçlerinde olur olmadık
sebeplerle sizi rahatsız eden insanlar da oluyor. Bunca insanı taşımanın sorumluluğu
da var üstünüzde. Günlerden birinde yine meşhur yolcu alıp almama konusundan
dolayı bir size sataşıyor. Bir yandan gözünüzü yoldan ayırmamaya çalışırken,
diğer yandan da kendinizi izah etmekle uğraşıyorsunuz. Çünkü karşınızdaki insan
öfkeli ve sürekli size sataşıyor. Kişi üstünüze gelince de arabayı durdurup
yerine geçmesini söylüyorsunuz. Araya insanlar giriyor ve size sataşan kişi
uzaklaştırılıyor. Kısa bir süre sonra, siz arabayı kullanırken kafanıza sert
bir cisimle darbe alıyorsunuz. Saldırıyı mı engellemeye çalışayım yoksa arabayı
kontrolde tutmayı mı başarayım derken size saldıran kişinin şemsiyeyle kafanıza
peş peşe vurmasıyla yere devriliyorsunuz. Araç da ters yöne girip 4 arabayı
altına alıyor.
İki ayrı olay, iki ayrı rezillik. Empati kurduğumda
şaşkınlık, öfke ve en çok da utanç duyuyorum. Biri metrobüste, diğeri otobüste
yapılan bu saldırılar yüzümde ayrı ayrı patladı; otobüsteki
"tahriksavar"(!) saldırganın fotoğrafını çekenlere gülerek verdiği
poz ise adeta nakavtımın ilanıydı.
Bu şiddet sarmalından kurtulmak, yaşanılan bu çirkin
olaylarını tekrarlanmasını ve bu kişilerin sokakta hiçbir şey olmamış gibi
gezmesini istemiyorsak,bu gibi olaylara toplumca karşı çıkmamız ve yaşananları
unutmayarak takipçisi olmamız gerekiyor.
Empati,farkındalık ve insanlık.
Hemen, şimdi.
Yorumlar
Yorum Gönder